Terkedilme Korkusu İlişkileri Nasıl Etkiler?

Terkedilme Korkusu İlişkileri Nasıl Etkiler?

Terkedilme Korkusu İlişkileri Nasıl Etkiler? 1600 1600 Yağmur VARDAR

Terkedilme Korkusu İlişkileri Nasıl Etkiler?

Romantik ilişkilerde, sevdiğiniz insanın bir gün hayatınızdan çıkacak olduğunu düşünmek huzursuz ve kaygılı hissetmenizi sağlıyor olabilir. Ancak bu düşünce sık sık aklınıza geliyor, yüksek düzeyde korku, öfke, yalnızlık hisleri eşlik ediyor ve olası bir ayrılığın önüne geçmek için fazlasıyla çaba sarfediyorsanız, bu noktada ilişkiniz de bundan etkilenmeye başlar. Terkedilme korkunuz ilişki içindeyken yaşadığınız mutluluğun ve tatminin önüne geçebilir.

Terkedilme korkusunun çok çeşitli nedenleri olabilir. Bebeklikte ve çocuklukta birey ona bakım veren kişiye muhtaçtır. Kendi kendini besleyemez, güvenliğini sağlayamaz, yani aslında hayatta kalamaz. Bu yüzden bu dönemde ona bakım veren kişinin, ihtiyaç duyduğunda yanında olacağını bilirse güvende hissedebilir[1]. Fakat bazı yaşam olayları ve ebeveynlik tutumları, bu erken yaşantılarda kişinin güven ihtiyacının yeterince karşılanamayacağı şekilde ilerler. Anne babadan birinin veya her ikisinin vefat etmesi, evden ayrılması, boşanma sebebiyle çocuğuyla seyrek görüşmesi, sık sık uzun seyahatlere çıkması, uzun dönem hastanede yatması, çocuğu terkedeceği tehditlerinde bulunması gibi durumlar çocukluk döneminde yaşandığında, kişiye ilişkilerin stabil olmadığı, eninde sonunda yalnız kalacağı inancını yerleştirir[2]. Yalnız kalmak, küçük yaşlardayken kişi için gerçekten de hayati olduğundan korkutucu ve dayanılmazdır. Çocuklukta kişinin sık sık yalnız bırakılması, ya da sözünü ettiğim gibi yaşanmışlıkların terkedilme olarak algılanması, kişide bunun ileriki arkadaşlık ve romantik ilişkilerde de benzer şekilde ilerleyeceği düşüncesini oluşturabilir.

 

Terkedilme korkusu taşıyan kişi iki şeyi yanlış hesaplar[3]: Gerçekte terkedilme olasılığı ve bu durumla başetme kabiliyeti. Kişinin zihninde  “Her an terkedilebilirim ve bu başıma geldiğinde mahvoluyorum” şeklinde bir düşünce yapısı yer etmiştir. İlişkilerin bir sebepten bitmesi, ayrı kalınması, partnerin kendinden uzaklaşması terkedilme korkusu olan insanlar için en kötü senaryodur. Panik bozukluğu olan birinin, koştuğu için yaşadığı kalp atışı hızlanması, nasıl kalp krizi geçiriyorum düşüncelerini zihnine getiriyorsa; cevapsız aramalar, partnerinin başka insanlarla tanışması ve arkadaş olması, partnerinin iş seyahatine çıkması, terkedilme korkusu yaşayan insanların aklına ilişkinin bitmek üzere olduğu düşüncesini getirir[4]. Aile Terapisinin öncü isimlerinen Virginia Satir, “İnsanlar bir ilişkiye her an bitecek gözüyle baktığında, sürekli olarak ilişkinin nabzını izlemekle meşgul oldukları için ilişkilerinden zevk alamazlar.” demistir[5]. Sık sık bu konuyla ilgili kaygılarınız tetikleniyorsa ve bu kaygıdan kurtulmak için girişimlerde bulunuyorsanız, hem siz hem partneriniz ilişkide huzurlu ve güvende hissedememiş olursunuz.

Terkedileceğinden kaygılanan bireyler bu kaygıyı ortadan kaldırmak için veya bu kaygıyı hiç yaşamamak için pek çok yola başvurabilirler. Malesef bu yolların büyük bir kısmı kendini gerçekleştiren kehanet gibi işler ve kişinin partnerini kendinden uzaklaştırmasıyla sonuçlanır veya yaşamını yakın ilişklilerin getirdiği güven ve tatminden uzak, izole bir biçimde sürdürürler[6]. Bazı durumlardaysa birliktelik yaşanan kişiyle bağımlı bir ilişki kurulur ve ilişki ancak bu şekilde devam eder. Her şekilde, güvenlik, yakınlık, bağ kurma, kendini ifade gereksinimlerini tam olarak karşılanamamış olur.

Partneri tarafından her an bırakılabileceğine, partnerinin kendisinden daha iyi birini bulacağına inanan insanlar bu tedirginlikten kurtulmak için sürekli teyit alma yolunu deneyebilirler. Partnerlerinin aldatıyor olduğundan sık sık şüphe duyarlar. Korkularının asılsız olduğuna emin olmak için partnerini suçlama, telefonunu karıştırma, sosyal medya hesaplarının şifrelerini isteme, gizlice telefon konuşmalarını dinleme gibi davranışlarda bulunabilirler. Hatta bu kontrolcülük, ilişkide olduğu kişinin kimlerle görüşeceğini belirleme, nereye gideceğine karar vermeye kadar gidebilir. ‘Kıskançlık’ olarak bilinen bu durumun temelinde, partnerlerden birinin eninde sonunda terkedileceğine dair yoğun bir inanç olabilir. Tabi sözünü ettiğim düzeyde aşırı bir tablonun ortaya çıkması için lişkilerin stabil olmadığı inancına “İnsanlar kötü niyetlidir, güvenilmezdir, eninde sonunda beni aldatırlar” inancı da eşlik eder.

Başka bir başetme yolu da, terkedilme deneyimini hiç yaşamamak için ilişkide en ufak bir risk sezdiğinde kendini o ilişkiden bir an once dışarı atmaktır, yani terkedilmeden terketmek. Bırakılan kişi olmak onlar için o kadar korkunçtur ki, ilişkiyi kendileri bitirirler. Bu da insanları sosyal geri çekilmeye itebilir. Başka bir kaçınma da bu korkuyu hiç deneyimlemiyor olmak için, yüzeysel ve mesafeli ilişkiler kurmak olabilir. Hatta buna sebep olarak, bağımsızlığa aşırı önem verdiklerinden söz edebilirler olabilir.

Olası bir ayrılıkla hiç başedemeyeceğini düşünenlerde, partneri onu bırakmasın diye onun her istediğini yapma, kızdığı, üzüldüğü, kırgınlık duyduğu durumlara tepki verememe, ilişkide aşırı fedakar ve boyun eğici olma görülebilir. Ayrılmaktan korkan taraf çok verici davranır. Aslında bu, istismara en açık olan kategoridir denebilir[7]. Kişi ne hayır diyebilir ne de yapılan istismardan kendini sıyırabilir. İlşkilerde verici olmak, zaman zaman karşı tarafın ihtiyaçlarını kendininkilerin önünde tutmak, çoğu konuda aynı fikirde olmak zaten ilişkide olması gereken şey değil mi diye düşünebilirsiniz. Bu kimi zaman doğru olabilir. Ancak bazı düşünceler o kadar hızlı ve otomatik bir şekilde olur ki arka planda nasıl bir düşünceniz olduğunu her zaman farketmeyebilirsiniz[8]. Kendinize sorabileceğiniz en önemli soru şu: “Benden ayrılmayacağını kesin olarak bilseydim de bunu yapıyor olur muydum?”[9]. Bu şekilde, ilişkideki hangi davranışlarınızın arkasında ilişkinin bitmesine dair korku olduğunu keşfedebilirsiniz.

Terkedilme kaygısını, yüksek düzeyde tetikleyen bir durumdan örnek olarak, ilişkide yaşanan çatışmalardan sonra hemen barışıp, eski hale dönmeme durumunu verebiliriz. Bu, terkedilme korkusu olan kişinin kaygı düzeyini arttırır. Çünkü her belirsizlik onun için bir tehdittir. Karşı tarafın hemen iletişim kurmak istememesinin çeşitli sebepleri olabilir; kırgınlıktan sonra hemen duygusunu düzenleyemiyordur, yoğun öfke hissettiği için yıkıcı bir iletişim kurmak istemiyordur, karşı tarafın konuyu sindirmesini bekliyordur, güvendiği yakınlarıyla paylaşıp fikir almak istiyordur, veya sadece yaşanan gerginlikten yorgun düşmüştür ve biraz kendi başına dinlenmek istiyordur. Terkedilme korkusu olan taraf bu belirsizliği kötüye işaret olarak yormaya meyillidir. Karşı tarafın o an iletişimde olmaması, ilişkinin bitmek üzere olduğu, belki de bittiğini düşündürür. Bu belirsizlikten kurtulmak için bir an önce bir araya gelmeye çalışabilirler. Abartılı özürler, karşı taraf gitmesin diye alınan hediyeler, tüm suçu kendi üstüne alma bu durumda görülebilir. Bazılarıysa bir an önce bu belirsizlikten kurtulmak için karşı tarafa kararı konusunda baskı yapıp, tartışmayı iyice alevlendirerek gerçekten de ayrılmayla sonuçlanmasını sağlayabilir.

Terkedilme korkusu olan insanların bir bölümü, kulağa şaşırtıcı gelse de, gerçekten de anne babalarının davrandığı gibi davranan partnerler seçiyor[10].  Örneğin mesafeli, eleştirel, tutarlı davranmayan, davranışları önceden kestirilemeyen, başka şehirde/ülkede yaşayan, uzun süreli bir ilişki düşünmediğini açıkça belirten, evli, arada fazla yaş farkı olan insanlar terkedilme korkusu olan bazı insanlara özellikle çekici geliyor. Bu kişilerle birliktelik yaşayarak, terkedilme korkusu olanlar bir nevi çocukluklarında onlara tanıdık gelen, alışık oldukları ve bildikleri ortamı yetişkinliklerinde de yaşamaya devam etmiş olurlar. Bu da diğer örneklerde olduğu gibi kişinin güvende hissettiği bir ilişki yaşamasına engel olur.

Terkedilme korkusu ile daha işlevsel bir yolla başedebilmek için ilk önce bu durumun farkında olmalıyız. Günlük hayatta bizi aniden, yüksek derecede etkileyen durumlar yaşadığımızda ve o durum için normalde beklenenden fazla bir düzeyde kaygı hissettiğimizde, bunun aslında yalnızca o duruma verdiğimiz bir tepki olmadığını bilmeliyiz. Bu bizim çocukluk yaşantımızda karşılanmamış bir ihtiyacımız ile ilgilidir. Terkedilme korkusu düşünüldüğünde buradaki ana gereksinim ‘güven’dir[11]. Güncel yaşantımızdaki durum, bizim küçük ve yalnız bir çocuk olarak deneyimlediğimiz terkedilme korkusunu ve buna ilişkin anıları çok hızlı ve otomatik bir şekilde zihnimize getirir. Bu o kadar hızlı olur ki, o ana yavaş çekimde dönüp bakmaya yeltenmezsek oradaki asıl ihtiyacımızı göremeyiz. Küçük bir çocuk olarak yalnız kalmak, hayatta bizim için en önemli olan kişinin bizi bırakması, en başta yaşamamızı sürdürmek için gerekliydi. Bu yüzden güvende hissetmediğimizde tekrar güvende hissetmek için fazlasıyla çabalıyoruz. Fakat aradaki fark şu: Bir yetişkin olarak bir partnerin bizden ayrılması can sıkıcı olsa da, hayati değildir. Yalnız bırakılan bir çocuk bu durumla başetmekte çok zorlanmış olabilir. Ama yetişkin halimizin başetme kapasitesi çok daha geniştir. İlişkinin biteceğine dair korkuyu yaşadığınız anlarda, geçmiş yaşamınızı göz önünde bulundurduğunuzda yaşadığınız korkunun normal olduğunu kendinize hatırlatmak önemlidir. Diğer taraftan korkunuzun gidermek için davrandığınız şekilde davranmaya devam ederseniz, bu döngüden hiç kurtulamamış olursunuz ve yukarıdaki örneklerdeki gibi, ilişkiniz de bu durumdan daha olumsuz etkilenir. Böyle zamanlarda hemen harekete geçmek yerine elinizdeki kanıtlar ayrılığın işareti mi değil mi diye etraflıca değerlendireme yapabilirsiniz[12]. Ayrıca, kendinize böyle bir korkum olmasa nasıl davranırım sorusunu sorup, o şekilde eyleme geçtiğinizde korkularınızın tamamen yersiz olduğunu bizzat deneyimleme fırsatınız olmuş olur. Tabi bazen bu şekilde davranmak gerçekten ilişkinin bitmesiyle sonuçlanabilir. Ama bu da bize, aslında bu ilişkinin sizin kaybetme korkunuzdan beslendiğini ve sizin ihtiyaçlarınızı sağlıklı bir şekilde karşılamadığını gösterir. Bu başta acı verici olsa da böyle bir ilişkinin sürmemesi, uzun vadede size daha doyum alabileceğiniz bir yaşam getirebilir. Erich Fromm ‘Sevme Sanatı’ kitabında diyor ki “Sevgi özgürlüğün çocuğudur.”[13]. Eğer o kişi hayatınızdan çıkınca bu durumla başedemeyeceğinizi düşündüğünüz için onu hayatınızda istiyorsanız, bu sevgi değil, ancak bağımlılık olabilir. Bu durumdan kurtulmanın yolu, farkettikten sonra, harekete geçmekten geçiyor.

 

[1] Handbook of Attachment, Jude Cassidy & Philllip R. Shaver

[2] Hayatı Yeniden Keşfedin, Jeffrey Young & Janet Klosko

[3] Eyvah! Kötü Bir Şey Olacak, H. Alp Karaosmanoğlu

[4] Eyvah! Kötü Bir Şey Olacak, H. Alp Karaosmanoğlu

[5] Temel Aile Terapisi, Virginia Satir

[6] Schema Therapy: A Practioner’s Guide, Janet S. Klosko, Jeffrey Young & Marjorie E. Weishaar

[7] Love Me Don’t Leave Me, Michelle Skeen

[8] Cognitive Therapy For Emotional Disorders, Aaron Beck

[9] İlişkiler: Başlatmak Sürdürmek Bitirmek, Alp Karaosmanoğlu, Miray Şaşıoğlu, Nihan Azizerli

[10] Hayatı Yeniden Keşfedin, Jeffrey Young & Janet Klosko

[11] Eyvah! Kötü Bir Şey Olacak, H. Alp Karaosmanoğlu

[12] Yaşam Tuzakları için Şema Terapi, Eckhard Roediger

[13] Erich Fromm, Sevme Sanatı

1 Yorum

Gizlilik Ayarları

Web sitemizi ziyaret ettiğinizde, tarayıcınız üzerinden belirli hizmetlerden, genellikle çerez şeklinde bilgi depolayabilir. Burada Gizlilik tercihlerinizi değiştirebilirsiniz. Bazı çerez türlerini engellemenin web sitemizdeki ve sunduğumuz hizmetlerdeki deneyiminizi etkileyebileceğini belirtmek gerekir.

Google Analytics Aktif, devre dışı bırakmak için tıklayın.
Google Yazı Tipleri Etkin, devre dışı bırakmak için tıklayın.
Google Haritalar Etkin, devre dışı bırakmak için tıklayın.
Video Yerleştirme Kodları Etkin, devre dışı bırakmak için tıklayın.
Gizlilik politikası
Çerez Kullanımı Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Tarayıcınızdan Cookie ayarlarınızı değiştirmediğiniz sürece bu Site'de çerez kullanımını kabul ettiğinizi varsayacağız. Çerez, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Sağ taraftaki buton ile gizlilik ayarlarını değiştirebilirsiniz. Ancak bu ayarlardan sonra sitemizi düzgün görüntülemeyeceğinizi belirtmek isteriz.
error: Bu site korunmaktadır!!